in

HarikaHarika İnanılmazİnanılmaz

Zeynep ile Kemal Öğretmen Hikayesi

Bir şeyler almak için markete gidiyordum ki, yol kenarında 7 ya da 8 yaşlarında bir kız çocuğunun ağladığını gördüm. Hemen yanına gidip niçin ağlıyorsun yavrum diye sordum? Kibarca….

-Amca bana öyle bakma, ben dilenci falan değilim. Sadece mendil satıyorum. Dilenmekten nefret ediyorum. Ben okulumu, arkadaşlarımı çok özledim ama elimdeki mendilleri satmaya mecburum diyerek hıçkıra hıçkıra daha çok ağlamaya başladı.

-Adın ne diye sordum?

-Zeynep dedi.. Elimdeki su şişesine baktı. Uzattım al iç dedim. Aldı elimden hepsini kana kana içip teşekkür ederim amca dedi.

-Ne güzel ismin var. Ailen yok mu senin?

-He yatalak bir anam var..

-Ya baban?

-Babam mı? Geçen sene öldü. Ondan nefret ediyorum.

-İnsan hiç babasından nefret eder mi?

-Eder amca. Çünkü babam eve her gece sarhoş gelir, annemi hep döverdi. Bende korkudan ya yorganın altına ya da masanın altına saklanır hep ağlardım. Annemi hep böyle dövdüğü için bir gün böyle yürüyemez hale geldi. Annemin ağrılarından dolayı evimize doktor çağırdık. Doktor ayaklarına baktı ve eğer ameliyat olmazsa artık yürüyemeyeceğini söyledi. Babam ise doktora bağırarak, paramız yok! Ne ameliyatı kendi kendine iyileşir dedi ve doktoru evden kovdu. Babam öldükten sonra, annem yürüyemediği için evin bütün yükü üzerime kaldı. Ameliyat parasını biriktirebilmek için mecbur okulu bırakmak zorunda kaldım. Her gün bakkal amcadan aldığım mendilleri satarak, annemin ameliyat parasını biriktiriyorum dedi.

-O an dünyam başıma yıkıldı… hadi bana evin yolunu tarif et seni eve bırakayım dedim. Bindik arabaya tarif ettiği yere geldik. Barakadan yapılmış eski, bakımsız tek odalı karanlık evin içine girdik.

-Zeynep’le beni görünce yattığı yerden doğrulmaya çalışan Fatma anne, kısık sesiyle sen de kimsin? Kızımın yanında ne arıyorsun diye sordu?

-Korkmayın! Ben öğretmen Kemal. Kızınıza tesadüfen yolda rastladım. Bana her şeyi anlattı. Çok geçmiş olsun.

– Kusura bakmayın, Kemal öğretmen ayağa kalkamıyorum. Gördüğünüz gibi halimiz bundan ibaret.

-Bu evde yaşamak, birde bu halinizle sizin için zor olmuyor mu, diye sorunca?

-Ne yapalım… “kocam öldükten sonra ev kirasını ödeyemeyince ev sahibi bizi dışarı attı”. Sağ olsun komşular bize soğuk kış gününde başımızı sokacak tek odalı bir baraka yaptılar. Arada sırada da sıcak yemek getirirler.

– Biraz daha konuştuktan sonra, gitmem gerektiğini ama tekrar geleceğimi söyledim. Doğruca eve gidip, eşim Serap’a yaşadığım bu hadiseyi ve onlara bir an önce yardım etmemiz gerektiğini söyledim. Eşimde benim gibi yardımsever bir insan olduğu için, daha ne bekliyoruz diyerek hemen bir markete gidip epeyce yiyecek ve içecek bir şeyler aldık. Doğruca Fatma hanımın kaldığı barakaya gittik. Kapıda bizi karşılayan Zeynep’le beraber içeri girdik. Fatma hanım bizi görünce boynu bükük mahcup bir şekilde elimizdeki poşetlere bakıp, ne gerek vardı keşke hiç zahmet etmeseydiniz dedi.

– Serap öğretmen söze girerek, ben Kemal’in eşiyim. Bakın biz sizler için buradayız. Siz hiç merak etmeyiniz. Bütün ameliyat masraflarınızı, yaşayabileceğiniz bir evi ve Zeynep’in tüm okul masraflarını karşılayacağımızı söyleyince, Fatma hanımın gözlerinin içi parladı. Mutluluktan gözlerinden yaşlar geldi. İki elini semaya kaldırıp, Allah ikinizden de razı olsun kızım diye dualar etti.

-Kemal öğretmen, Fatma hanımı hastaneye götürmek için, ambulans çağırdı. Gerekli bütün işlemlerin ardından, Fatma hanımı ameliyata aldılar. Başarılı bir ameliyattan sonra doktorun söylediğine göre, biraz daha geç kalınsaymış ayaklarını kaybedebilirmiş ve ayrıca Fatma hanımın tamamen iyileşebilmesi için de bazı tetkiklerin yapılması gerektiğini ve ayrıca eskisi gibi tekrar sorunsuz bir şekilde yürüyebilmesi için de fizik tedavinin uygulanması gerektiğini söyledi. Ameliyatın başarılı geçtiğine çok sevinen Zeynep, annesinin başucunda uyanmasını bekliyordu.

-Kemal öğretmen, Zeynep’in yanına gelip annenin uyanması biraz zaman alabilir dedi. Hadi gel yapmamız gereken bazı işlerimiz var diyerek çıktık hastaneden doğrudan görev yaptığım okula geldik. Durumu okul müdürüne anlattıktan sonra, okulda kendisi için yer olduğunu ve hemen okula başlayabileceğini söyleyince, Kemal amca seni çok seviyorum diyerek boynuma sarıldı.

-Zeynep’in bütün ihtiyaçlarını karşılayan Serap öğretmen, Zeynep’le beraber hastaneye gider. Kendine gelen Fatma Hanım Zeynep’le Serap öğretmeni görünce çok sevinir. Zeynep, annesine okula tekrar gideceğinin müjdesini verir. Bu habere çok sevinen Fatma anne kızı Zeynep’e sarılır, Serap öğretmene yaptıkları şeyler için de ayrıca çok teşekkür eder

-Kemal öğretmen, dedesinden kalan evin eksiklerini tamamlayıp yaşanır bir hale getirir.

-Uzun bir süre hastanede kalan Fatma hanım, eskisi gibi tekrar yürümeye başlar. Taburcu olduğu gün hep beraber kalacakları yeni eve gelirler. Evin içini görünce o kadar çok mutlu olurlar ki anlatmaya kelimeler yetmez. Anne kız birbirlerine sarılmış çifte sevinç yaşarken; bir yandan eskisi gibi annesinin yürüyebiliyor olması diğer yandan da artık huzur içinde yaşayabilecekleri bir evin olmasıydı.. Bu durum karşısında mutlu olan Kemal ile Serap öğretmen yardımseverliğin önemini biz okurlara bir kez daha öğretmiş oldu.

Ne demiş Hz. Mevlana, “bir mum diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez”.

#Yazar #Mehmet #Koç

Ne Ekersen Onu Biçersin